Sözlü Tarih Araştırmaları
Proje Ekibi ve Danışmanları

Dr. Öğr. Üyesi Feryal TANSUĞ
Bahçeşehir Üniversitesi

Dr. Asil YAMAN
Proje Direktörü, Arkeolog, Villanova Üniversitesi
Dağınık halde bulunan antik Yunan tapınaklarının, Bizans manastırları ve kiliselerinin kalıntıları Bozburun Yarımadası’nı kaplar. Bunları ziyaret ederken bu mekânları kimlerin kullandığını ve bunlarda kimlerin dinî törenler ve kutlamalar yaptığını düşünür insan. Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan zorunlu nüfus mübadelesi (1923) akla gelince bölgenin yerli Rum Ortodoks Hristiyanlarının yokluğunun nedeni anlaşılır. Phoenix Arkeoloji Projesi, antik Yunan ve Bizans dönemi yapılarını ortaya çıkarırken, buna bağlı olarak bölgede yapılacak sözlü tarih çalışması Yarımada’nın bilinmeyen Rumlarına ses vermeyi amaçlamaktadır. Bu bölgede günümüzde çoğunlukla Türkler yaşarken son yıllarda birkaç yüz Avrupalı da sakinler arasına katılmıştır.
Sözlü tarih mülakatları, esasen Taşlıca (Fenaket) ve Söğüt (Karamaka) köylerindeki Türklerle ve bölgenin mübadele sonrasında Simi, Rodos ve Atina’ya yerleştirilen Rum ailelerinin çocuklarıyla yapılacaktır. Görüşmeler; insanların birbirleri hakkındaki anlatılarını, Türk sakinlerin geçmişteki sosyo-kültürel ve ekonomik yapıyı nasıl anladıklarını ve aktardıklarını ve mübadele öncesindeki dönemde Türk ve Rum cemaatin müşterek hayatı hakkındaki görüşlerini öğrenmeyi hedeflemektedir. Bundan başka, bölgenin Osmanlı’nın son dönemindeki, diğer bir deyişle Cumhuriyet’e geçiş dönemindeki sosyo-kültürel yaşam ve politik durumu Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yapılacak çalışmada incelenecektir. Arşiv ve sözlü tarih çalışmasından elde edilen bilgiler; tarih, sosyoloji ve antropolojinin analiz yöntemleriyle disiplinler arası yöntemle değerlendirilecektir.
Ege’nin iki yakasında ikamet eden Türkler ve Yunanların ortak jeopolitik ve ekonomik çıkarları olduğu açıktır. Bu proje, iki halkın geçmişteki müşterek hayatını hatırlatarak şimdiki karşılıklı olumsuz zıtlık algısının olumluya dönüşmesine katkıda bulunacaktır. Sözlü tarih mülakatlarının disiplinler arası bir şekilde değerlendirilmesi resmî tarihler tarafından üretilen basmakalıp düşüncelerin yeniden yapılandırılması için bir pencere açacaktır. Projenin hayata geçirilmesiyle Türkler ve Yunanlar arasında yeni iletişim kanallarının açılması, karşıt milletler algısını yaratan yerleşmiş geleneksel düşüncelerin eleştirilerek en nihayetinde azalmasına katkıda bulunulabileceği ümit edilmektedir. Böylece, Ege’nin iki yakası arasında barış kültürü doğmasına yardımcı olunacaktır.